Koca yapıyor, karı yapıyor, çocuk yapıyor, arkadaş yapamıyor.
Yapsa da eskiler gibi olmuyor. Halbuki uykuya dalar gibi
arkadaş olurduk okuldayken. Arkadaş olmak için yaratılmış gibiydik.
Bir hafta içinde böbrek verecek hale gelirdik.
Neden olmuyor bu işler 50'sinden sonra?
Neden olamıyor?
Oysa o ne güzel bir iştah, o ne güzel bir açlıktı..
Herkes herkese açtı. Seçer, bulur buluştururduk "
ruh ikizlerimizi."
Ne de çok ruhdaşımız vardı. Hiç açıkta kaldığımı
hatırlamıyorum. Ruhumun güzel bir ikizi mutlaka
olurdu yanı başımda. Ölümüne sevdiğim, uğrunda
her şeyi göze alabileceğim, her şeyiyle güzel, her
şeyiyle doğru, her şeyiyle kabul ettiğim..
Basbayağı bir aşkla bağlı olduğum..
Şimdi ne zor. Herkes kapalı kutu.
Herkes kapanmış, kaplumbağa olmuş. Bir kahve içimi
zorlu randevulara bakıyor. Yatıya kalmak bir tabu.
Evler de gönüller de sımsıkı kapalı.
Gençliğin en çok bu yanını özlüyorum.
Ne güzelliğini, ne diriliğini, ne başıboşluğunu.
Aynı yazarı, aynı şairi seviyoruz diye kuruluveren
dostlukları özlüyorum. Birbirimize yazdığımız o uzun,
o ayrıntılı mektupları özlüyorum. Birbirimizi
eleştirmeyişimizi özlüyorum. Birbirimizin dedikodusunu
yapmayışımızı özlüyorum. Sevgili olarak kimseleri
yakıştırmayışımızı özlüyorum. Arkadaşımı koruyacağım
diye annemle yaptığım tartışmaları özlüyorum.
Kavgayı değilse de kavganın altındaki ruhu özlüyorum.
Dünyaya karşı arkadaşımın koruyucu meleği olmayı özlüyorum.
Veya öyle olduğumu sanmayı..
Bıraktım oğlumun arkadaşlarını eve istedikleri
gibi girip çıksınlar. Bıraktım oğlumun arkadaşlarını
istedikleri gibi buzdolabını talan etsinler.
Bıraktım oğlumun arkadaşlarını istedikleri gibi
sevsinler birbirlerini. Tek bir laf etmedim. Oğlumun
arkadaşı oğlum oldu..
Ellisinden sonra arkadaş yapılamıyor. Kötülükten değil.
Başka bir şey. Ama neden çözemiyorum..
Şu ana kadar sahip olduğum tüm arkadaşlarımı çok seviyorum...
Yazarı bilinmiyor
Paylaşan: İnci Tun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder