20 Aralık 2011 Salı

ISLAKTIR HAYATTA... GÖZLERİM GİBİ

ISLAKTIR HAYATTA....

GÖZLERİM GİBİ....,

Doğumla başlamışdır hayatın öyküsü...

Tıpkı bir bebeğin dünyaya gözlerini ilk açışı gibidir..

Hayatın ve evrenin öyküsü gizemli,bilinmezliğinde çekici..

Dahası,canlı ömrünü bağrında barındırmışlığında..

Yorgun mu yorgun..

Üstelik,eskiliğinde destansımı destansıdırda..

Dillere dolanmışdır çağların eskiliğince efsanesi..

Anlatıla anlatıla nasıl ulaşmışsa günümüze..

Varoldukca yaşayanı,anlatanı ve dinleyeni..

Sürüp gidecekdirde onun efsanesi,nesiller boyu..

Bir eski pehlivan tefrikası misali..

Sungudur bu,istemeden ömürlere sunulan...

Kah yürek yakan,kah gıpta ettiren ömür ve tarih öykülerinde yazılmışdır şifreleri..

Çözmeye kalkanı,yorarmı yorar..


Üstelik,onu çözmelere ömürlerin yetmemişliğinde...

Kalır miraslığıyla onun hikayesi,zaman içinde tükenen ömürlere..!

Bakiliğiyle,faniliği barındırmışlığında bünyesinde...

Çoğu kez sararmış bir fotoğraf eskisinde..

Bir masalda yada gizemli bir söylencede deşilir bağrı anı anı dillenmelerde..!

Dağ-taş,ağaçlar,çiçek,börtü-böcek...

Havanın yağmur yüklü ağır kurşuni bulutluluğunda göğü...

Irmağının,okyanusunun,göze göze pınarlarının,sarı-sıcak alevli volkanlarının dile gelip..

Kusmuşluğunda kendini sığmayan öfkesi,sükundaki gözyaşlarıyla..


Velhasıl,insanının ömründeki ıslaklığın ona sinmişliğinde....

Islakdır hayatta,tıpkı gözlerim gibi..

Sanırmısınız kayalar ağlamaz bağrına vuran yağmurun,karın-boranın,kızgın günün içine işlemişliğinde.

O kusar,kah sessiz sessiz,kah çığlığında sel-su olup ıslağını ortalığa..

Bağrından suların fışkırmışlığında..

Atıyla,yunusuyla,ceylanıyla,kurdu-kuşuyla ağlar cümle canlılar..

Farkında olamamışlığımızda,insan olarak çokca zaman..Onların acısına,yürek sızısına ve hayvansılığında ona sinen duygusallığında..!

Günlük hayatın ala-turasında bir an ıskalamışlığımızda..

Hayatın ne kadarda ıslanmışlığını..

Akıtır hayat selini-suyunu,öfkesini,aşkını ıslak ıslak..


İnsan,sözcüklerin yazının gücünü,gizemini keşfedeli beri yazılmışdır onun ömür öyküsü..

Kimisi der,buna alın yazısı..

Kimiside hayat ve kader çizgisi..

Doğarken ağlar insan,çokca...

Büyürken ıslanan gözlerinde tanışır gözyaşıyla ömürler..

Acıda dökülür,elemde iner sicim gibi..

Mutlulukdada ıslatır o yanakları,kah ışıl ışıl,kah pırıl pırıl..

Dert inlettiğinde,aşk söylettiğinde,sevda efkarlandırdığında..

Zulmün karabasan olup,çökmüşlüğünde insan ömürlerine..!

Yürek coşup,gönül taştığındada sergen olur gözyaşı durulukları..

Kanda ağlar gözler,yürekler,gönüller,vicdanlar ve ömürler..

Ölümlerde getirir çoğu kez gözyaşını,hüznün acısını dindirememişliğinde yürekler..

Tıpkı,gözlerim misali ıslakdır hayat..

Hayatı yaşamışlığımda nasıl kurumamışsa gözlerim ve yanaklarım..

Acısında,tatlısında tatmışlığımla hayatı renk renk..

Biçim biçim,çeşit çeşit..

Erguvan gülleri misali onun bana ,benim hayata sarmaş dolaşlığımda..

Hayatı,gözyaşlarımla ıslatmışlığımla..

Hayatta ıslakdır...

Tıpkı,ömrüm,yanaklarım ve gözlerim gibi..!

Tıpkı,ömrüm,yanaklarım ve gözlerim gibi..!


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder